UV (ulraviyole) yaşandırma testleri, stabilite testleri arasında yapılan ve ürünlerin raf ömürlerini belirlemek için başvurulan bir test yöntemidir. Bu testler esas olarak, kozmetikler ve medikal ürünler dahil birçok ürününün raf ömrünü tespit etmek ve doğrulamak için yapılmaktadır.
UV yaşlandırma testlerinden beklenen, ürünlerin raflarda bekleme süresi içinde mikrobiyolojik özelliklerini koruması ve fizikokimyasal yapısında herhangi bir bozulma olmamasıdır.
Bu tür testler normal koşullarda ürünler gerçekten bekletilerek yapılabililir. Bu test yönetminde ürünler hem normal raf ömrü boyunca bekletilmekte, hem de ortam koşulları zaman zaman değiştirilmektedir. Örneğin süreci hızlandırmak için sıcaklık ara ara arttırılmaktadır. Sıcaklığın artırılması ile gerçekleştirilen stabilite testlerine hızlandırılmış yaşlandırma testleri denmektedir. Hızlandırılmış yaşlandırma testleri yapılırken ürünler, normal koşullarda maruz kaldıkları sıcaklığın üzerinde bir sıcaklığa maruz bırakılmaktadır. Bu şekilde test süresi kısaltılmış olmakta ve daha kısa sürede sonuç alınmış olmaktadır.
Ancak hızlandırılmış olsa da normal koşullarda bu testleri yapmak oldukça uzun süren ve zahmetli bir yöntemdir. Bu noktada zamandan kazanmak amacı ile UV (ulraviyole) yaşandırma testleri tercih edilmektedir.
Ultraviyole ışınlar genel olarak morötesi ışınlar olarak bilinir. Bu ışınlar çıplak gözle görülemezler. Güneşten üç çeşit ulraviyole ışın gelmektedir. Bunlardan UVA ve UVB olarak adlandırılan ışınlar, yerkürenin ozon tabakasını geçer ve yeryüzüne ulaşır. UVC ışınları ise ozon tabakasını geçemez.
Güneşten gelen bu ultraviyole ışınlar farklı dalga boylarına sahiptir ve ışınların dalga boyları nanometre adı verilen cihazlarla ölçülür. İnsanlar normalede sadece 400 ve 700 nanometre dalga boyları arasında kalan ışınları görebilirler. Bu değerlerin altında ve üstünde kalan ışınları göremezler.
740-625 nanometre arası kırmızı renktir ve bu değerlerin üzerindeki ışınlar daha büyük dalga boylarına sahiptir. Bu ışınlara kızılötesi ışınlar denir. 440-380 nanometre arası mor renktir ve bu değerlerin altındaki ışınlar daha küçük dalga boylarına sahiptir. Bu ışınlara da morötesi (ultraviyole) ışınlar denir.
UV yaşlandırma yöntemi, hızlı yaşlandırma testleri için kullanılan bir yöntemdir. Bunun için hava koşullarını hızlandıran cihazlar kullanılmaktadır. Bazı cihazlar, test sürelerini kısaltmak, dolayısıyla daha hızlı test sonucu almak için kullanılmaktadır.
Genelde bu cihazların çalışma sistemleri iki aşamalıdır. Önce belli sürelerde ortamın sıcaklığı, soğukluğu ve nem miktarı değiştirilerek dış hava koşulları yaratılır ve test edilen ürün üzerine sıcak buhar verilerek genleşmesi sağlanır. Genel olarak ürün bu koşullarda dört saat bekletilir. Arkasından ürün sekiz saat boyunca ultraviyole (UV) ışınlarına maruz bırakılır. Bu aşamada ürünlerde 50, 100 ve 150 saatlik bir yaşlandırma gerçekleştirilmiş olmaktadır. 50 saatlik yaşlandırma süreçlerinde ürünler cihazdan alınmakta ve renk ölçümleri yapılmakta ve teste devam edilmektedir.
UV (ulraviyole) yaşandırma testleri örneğin sentetik boyar madde testlerinde sıkça kullanılmaktadır. Sentetik boyar maddeler, hem insanlarda sağlık sorunlarına neden olmakta hem de doğal çevreyi tahrip etmektedir. Bu nedenle sentetik boyar maddeler UV yaşlandırma testlerine tabi tutulmakta ve insan sağlığı üzerindeki etkileri daha kısa sürede tespit edilmektedir.
UV yaşlandırma testlerinin bir başka uygulama alanı, dış alanlarda kullanılan ahşap malzemelerdir. Bina dış yüzeylerinde kullanılan ağaç yapı malzemeleri ya da bahçede kullanılan mobilyalar güneş ışığı, ısı ve neme bağlı olarak zarar görmektedir. Laboratuvar ortamında gerçekleştirilen UV yaşlandırma testlerinde ultraviyole ışınlar uygulanmakta ve güneş etkisi yaratılmaktadır. Bu şekilde doğal koşullarda yıllarca süren etkilenme sonuçları kısa sürede elde edilmektedir.
Kuruluşumuz güçlü bir teknolojik altyapı ve çalışan kadrosu ile ayrıntlı bir şekilde UV yaşlandırma testlerini gerçekleştirmektedir.