Enerji Tasarruf ve Verimlilik Testleri

Enerji Tasarruf Verimlilik Testleri

Enerji verimliliği derken sanayi işletmelerinde üretim kalitesi ve miktarını düşürmeden birim hizmet veya ürün başına düşen enerji tüketiminin azaltılması kastedilmektedir. İşin doğrusu ülkemizde, eğitim, etüt ve bilinçlendirme çalışmaları ile sanayi sektöründe yüzde 20, ulaşım sektöründe yüzde 15 ve konut sektöründe yüzde 30 civarında enerji tasarruf potansiyeli bulunmaktadır.

Enerjinin verimli kullanılması birçok açılardan önemlidir. Herşeyden önce önemli birer enerji kaynağı olan petrol ve kömür gibi fosil yakıtlar tükenmektedir. Enerji üretim ve tüketim süreçlerinde atmosfere salınan sera gazı emisyonları, iklim değişikliklerinin ve küresel ısınmanın başlıca nedenidir.

Ekonomik açıdan bakılırsa tüketilen enerjinin yüzde 70’i yabancı ülkelerden sağlanmaktadır. Ülkemizin enerji konusunda dışa bağımlılığını düşürmek ve gelecek nesillere daha yaşanılabilir bir dünya bırakmak için enerjiyi verimli kullanmak gerekmektedir.

Enerji verimliliği sağlayacak en büyük faktör ısı yalıtımıdır. Ülkemizde enerjinin yüzde 26’sı ısınma için tüketilmektedir. Daha az yakıt tüketmek demek, atmosfere daha az zararlı gaz salmak demektir.

Herhangi bir yalıtım malzemesi kullanarak enerjinin, bulunduğu ortamdan dışarı akmasının önlenmesine yalıtım denmektedir. Binalarda, sıcak ve soğuk boru hatlarında yapılacak yalıtım işlemi, önemli bir enerji tasarrufu yöntemidir. Birçok ülkede ısıtma ve soğutma amacı ile oldukça fazla miktarda enerji tüketilmektedir. Yalıtım sadece enerji tasarrufu değil, iş güvenliği ve konforu açısından da önemlidir. Fabrikalar, işletme binaları ve konutlar verimli ve doğru bir şekilde yalıtılacak olursa, enerji verimi artar, aynı zamanda önemli bir maliyet tasarrufu sağlanır. Üstelik yalıtım işi kalıcıdır ve genelde bakım gerektirmez. Ama en önemlisi enerji tasarrufu ile zararlı atık gaz salınımı engellenmiş olur ve küresel ısınmanın önüne geçilir.

Bugün dünya genelinde fosil enerji kaynaklarının tükenme noktasına gelmesi yüzünden yenilenebilir ve alternatif enerji kaynaklarına daha fazla yönelme olmaktadır. Ancak bu yöndeki çalışmalar henüz ihtiyaca cevap verecek seviyeye ulaşamamıştır.

  1. yüzyıl ile birlikte insan yaşamı, gelişen teknoloji ile birlikte daha konforlu hale gelmiştir ama bir yandan da enerji tüketimi artmıştır. Bugün yaşamın her alanında teknolojik ürünler daha fazla kullanılmaktadır. Diğer ülkelerde olduğu gibi ülkemizde de artan nüfus ile birlikte enerji tüketimi de bariz bir şekilde artmaktadır. Özellikle ülkemiz enerji konusunda çok fazla dışa bağımlı olduğu için, ülkemizde enerji verimliliği oldukça önemli boyutlara ulaşmıştır. Bu konuda yapılan temel yasal düzenleme, 2007 yılında Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı tarafından yayınlanan Enerji Verimliliği Kanunu’dur. Bu yasaının çıkarılmasında şu amaçlar güdülmüştür:
  • Enerjinin etkin kullanılmasını sağlamak
  • Gereksiz enerji kullanımının önüne geçmek
  • Ekonomi üzerinde enerji maliyetlerinin yükünü düşürmek
  • Doğal çevreyi korumak

Söz konusu yasa bu amaçlarla enerji kaynaklarının korunmasını ve enerji kullanımında verimliliğin arttırılmasını hedeflemiştir.

Ülkemizin uzun vadeli sürdürülebilir bir ekonomik büyüme sağlaması, enerji verimliliğinde atılacak sağlam adımlara bağlıdır. Ekonomimiz içinde enerji harcamalarının artması, bu enerjinin dışarıdan ithal edildiği düşünülürse, cari açığın artması demektir. Diğer yandan dışa bağımlılık artmaktadır.

Bu döngüden kurtulmanın iki yolu bulunuyor. Bir yandan mevcut enerji kaynaklarının sayısını ve enerji üretim miktarını arttırmak, diğer yandan tüketicileri bilinçlendirmek ve mevcut enerjiyi, gereksiz israflardan kaçınarak verimli bir şekilde kullanmaktır.

Enerji verimliliği derken şu kastedilmektedir: endüstriyel işletmelerde üretim kalitesi ve miktarını düşürmeden, birim hizmet veya ürün miktarı başına enerji tüketimini düşürmek. İstatistiklere göre ülkemizin nüfusu 2050 yılında 95 milyona ulaşacaktır. Bu kadar insanın enerji ihtiyacının yerli kaynaklardan karşılanabilmesi ve enerji konusunda dışa bağımlılığın düşürülmesi için, hem enerji üretimini artırmak hem de enerjiyi verimli kullanmak son derece önemli olacaktır.

Enerji konusunda sürdürülebilir olmak, sınırlı kaynakların korunması, enerji kaynaklarının etkin kullanılması ve enerji tasarrufu anlamına gelmektedir. Birleşmiş Milletler Sanayi Kalkınma Örgütü, bu konuda bir Enerji Yönetim Sistemi standardı hazırlanmasını talep edince, Uluslararası Standartlar Örgütü (ISO) tarafından hemen bir çalışma başlatılmıştır. Bu çalışmaların sonunda da 2011 yılında ISO 50001 Enerji Yönetim Sistemi standardı hazırlanmıştır. Bu standardın temelinde şu standartlar bulunmaktadır: ISO 9001 Kalite Yönetim Sistemi, ISO 14001 Çevre Yönetim Sistemi ve ISO 16001 Enerji Yönetim Sistemi.

Söz konusu ISO 50001 standardı, işletmelerin enerji tüketimlerini denetleyen ve kontrol altına alan süreçlerden oluşmaktadır. Bu şekilde işletmeler,

  • Enerji tüketimlerine yönelik aksiyon planları yapmakta,
  • Enerji tüketimini düşürecek hedefler tespit etmekte,
  • Enerji tüketimlerini izlemekte ve
  • Enerji performans göstergeleri oluşturmaktadır.

Kuruluşumuz, bir enerji kaynağı kullanan her türlü cihazın enerji verimliliği testlerini, yerli ve yabancı yasal düzenlemelere ve ilgili standartlara uygun şekilde gerçekleştirmektedir.